Haftalık Creative Barista

Çarşambanın gelişi Creative Barista'dan belli olur! Bu hafta da sanata, dijital gelişmelere, toplumsal güzellik algılarını değiştirmeye dair muhteşem gelişmelerle karşınızdayız. Kahveler hazırsa, buyrun haber bültenimize! ☕

Kleenex x Mr. Doodle - Gerçek Bir Sanatçı İş Birliği 🤧

Dünyaca ünlü kağıt mendil markası Kleenex, karalama sanatının yıldız ismi Mr Doodle (namıdiğer Sam Cox) ile bir araya geldi ve bildiğimiz mendil kutularını minik sanat eserlerine dönüştürdü. “Biraz Daha Neşe Yakala” adını verdikleri kampanyada sınırlı sayıdaki kutu tasarımı hem raflara hem de Londra sokaklarına yansıdı.

Londra’da kurulan dev bir şeffaf mendil kutusunun içinde Mr Doodle canlı performans sergiledi. Yani sanatçı kutunun içine girdi, karaladı ve duygularını anlattı.

3,2 milyon takipçili bu sanatçının Kent’teki tamamen karalanmış duvarlardan oluşan ve onu üne kavuşturan evi kampanyaya dahil edildi. Sanatçının evinde geçen 'behind the scenes' videoları da kampanyaya dahil edildi.

Markalar İçin Neden Önemli?

✅ Ambalajın da markanın hikayesini anlatmak için bir araç.

✅ Gerçek bir sanatçıyla iş birliği markanın prestijini de artırır.

✅ Kampanyanın oluşturulma süreçlerini de işe dahil etmek, daha bütüncül yaklaşmayı sağlayarak hatırda kalır.

Giyelim Artık O Şortları - Sweaty Betty

Aktif giyim markası Sweaty Betty, kadınların bedenlerini saklamadan, olduğu gibi sahiplenmesini destekleyen oldukça doğrudan ve iddialı kampanyasıyla üçüncü kez yeniden karşımızda: Wear the Damn Shorts.

Havas London imzalı bu proje, sadece bir reklam filmi değil; resmen “özgüvenle barış” kampanyası gibi konumlandırılmış.

Sweaty Betty’nin yaptığı araştırmalar, Birleşik Krallık’taki kadınların yalnızca** %16’sının egzersiz sırasında şort giymekte kendini rahat hissettiğini gösteriyor. **Marka müşterileri arasında bu oran %15’e kadar düşüyor. Tam da buradan yola çıkarak, bu algıyı tersine çevirmeyi hedefleyen bir iletişim stratejisi hazırlanmış.

Kampanyanın merkezinde, 30 saniyelik bir reklam filmi var. **Çatlaklar, selülit, benler, dövmeler, ödemler… **Kısacası “genellikle saklanması öğütlenen” ne varsa ekranda, filtrelemeden gösteriliyor. Arka planda güçlü bir sesleniş var: “Listen up. These legs were made to be seen.” Bu bacaklar sergilenmek için var.

Birleşik Krallık ve İrlanda genelinde açık hava, sosyal medya, mağaza vitrinleri ve Sky platformunda dijital reklamlarla yayında.

Markalar İçin Neden Önemli?

✅ Gerçek beden temsili, reklam dünyasında artık “radikal” değil, gerekli.

✅ Estetik kusursuzluk algısına karşı duran markalar, özellikle kadın hedef kitleyle daha sahici bir ilişki kuruyor.

✅ Kendi verisinden yola çıkarak strateji geliştiren işler, hem içgörüye dayanıyor hem de markanın derdini net anlatıyor.

✅ Bu kampanya sadece bir CTA yaratmak yerine, özgüven gibi oldukça önemli bir duyguya odaklanıyor.

🍽️ Samsung, Galaxy AI Destekli Restoranı Tanıttı

Samsung, yapay zekâyı fiziksel deneyimle buluşturan yeni bir projeye imza attı. “Sem Igual” adı verilen restoran, Galaxy AI teknolojisiyle çalışan bir gastronomi deneyimi sunuyor.

Müşterilere, masalarına oturduklarında Galaxy S25 cihazı veriliyor. Katılımcılar yemek için tercih ettikleri malzemelerin fotoğraflarını çekiyor. Yapay zekâ bu görselleri analiz ederek kişiye özel tarifler oluşturuyor. Tarifler, şef João Dourado tarafından hazırlanarak servis ediliyor.

Projenin ilk uygulaması 8–9 Mayıs tarihlerinde Lizbon’da, ikinci uygulaması ise 16–17 Mayıs’ta Porto’da gerçekleştirilecek. Her iki etkinlik de ücretsiz olarak sunulacak ancak sınırlı kapasiteyle düzenleniyor.

Markalar İçin Neden Önemli?

✅ Yapay zekâ entegrasyonu, sadece dijital platformlarla sınırlı değil; fiziksel deneyimlerde de etkili bir şekilde kullanılabiliyor.

✅ Gastronomi gibi sezgisel bir alanda kişiselleştirilmiş deneyim sunulması, AI’ın farklı sektörlerdeki potansiyelini gösteriyor.

✅ Etkileşim tabanlı pazarlama, klasik tanıtım yöntemlerinin önüne geçiyor.

✅ Deneyim odaklı projeler, markaların teknoloji anlatımını daha somut ve katılımcı hale getiriyor.

Bu Nereden Çıktı Şimdi: Google, Orijinal İçeriklerle Eğlence Sektörü'nde

Google, YouTube ve Google TV altyapılarını kullanarak **orijinal dizi ve film projeleri üretmeye hazırlanıyor. **Webrazzi’nin haberine göre teknoloji şirketi, izleyici davranışlarını analiz ederek bu verileri doğrudan içerik üretim sürecine entegre etmeyi planlıyor. Bu yaklaşım, yalnızca içerik sunmakla kalmayıp, algoritmalara dayalı içerik üretimi modelini de beraberinde getiriyor.

Yeni projelerde, kullanıcıların ne izlediği kadar nasıl izlediği de belirleyici olacak. Tür tercihleri, izleme süresi, etkileşim yoğunluğu gibi veriler, içeriklerin temposundan hikâye yapısına kadar birçok faktörü şekillendirecek.

Google’ın bu strateji doğrultusunda büyük stüdyolarla görüşmelere başladığı ve önümüzdeki dönemde ilk yapımların açıklanacağı belirtiliyor.

Google’ın bu hamlesi, Netflix modeliyle benzerlik taşısa da temel fark içerik üretim sürecinin kullanıcı verileriyle şekillendirilmesi.

Yani Google, sadece içerik sunan değil;** izleyiciden öğrenip içerik tasarlayan** bir üretici modele geçiyor. Kısacası: Netflix gibi çalışacak, ama YouTube gibi düşünecek.

Eh ne diyelim, hoş geldin Black Mirror, Joan is Awful bölümü.

Markalar İçin Neden Önemli?

✅ Teknoloji devlerinin içerik üretimine girmesi, medya sektörünün dinamiklerini kökten etkileyebilir.

✅ Klasik reklam yerleşimleri yerini hikâyeye entegre marka varlığına bırakıyor.

✅ Veriyle şekillenen içerikler, hedef kitleye ulaşmada daha isabetli fırsatlar sunuyor.

✅ Ajanslar ve içerik ekipleri için yeni bir mecra, yeni bir anlatım dili ve strateji alanı oluşuyor.

Bu haftalık da bizden bu kadar. Haftaya yine güneşli bir çarşamba sabahında buluşmak ümidiyle! 👋🏻